Wednesday, April 05, 2006

Protagoras diyor ki...

Sayın S. Öztürk gönderdiği yorumda “Veysel Bey, Fethi Bey'in alıntıladığınız paragrafındaki düşüncelerine aynen katılıyorum.Acı ama malesef CHP'nin durumu bu” demiş. “Yok, CHP hakkında ille de benim dediğim doğru” diyecek durumda değilim. Sofist filozofların en ünlülerinden Protagoras (M.Ö. 482-411) “elimizdeki en hassas ölçü aleti insandır” mealinde bir söz söylemiştir (bkz: Liseler için Felsefe, Milli Eğitim Bakanlığı Yayını, No: 3835, s.31). Kendilerine küçük muziplikler yaptığım bir Kemalist derginin editörü de beni “kendilerinin sinir-katsayılarını ölçmeye çalışmakla” suçlamıştı. Seçimlerde göreceğiz. Şayet Sayın Öztürk haklı ise, yani bu partiyi gardrop-devrimcisi monşerler ele geçirdilerse, DSP gibi sönümlenecek demektir. Yok, herşeye rağmen hala Marksizm-Leninizm-hatta-Maoizm’in sırat-ı mustakimi üzere ise de, en azından barajı geçecektir. Bekleyelim, görelim.

23 Comments:

Anonymous Anonymous said...

Sevgili Veysel Bey,
Ya hu, halâ CHP ile marksizmi rabıtalandırmak gibi absürd bir düşüncenin peşindesiniz! Taban-tavan diyerek de geçiştirmeyiniz. Bizlere yıllar yılı kemalizm-sosyalizm symbiosis'i palavrası yutturulmaya çalışıldı. Türkiye solu, zamanın ruhunu yakalayabilseydi de çökmeseydi, şimdi gayet berrak bir şekilde şu manzarayı seyrediyor olacaktık: Bir yanda İttihatçı naturasıyla sözümona solculuk taslayan bonapartist jakobenler, öte yanda su katılmamış hakiki sosyalistler (maocu pseudo-sosyalist köylüleri katmıyorum tabii).

2:34 AM  
Blogger Veysel Aratlioglu said...

Sevgili Metin-thepoor,

"Taban-tavan" diye geçiştirmiyorum. Bu ayrımımı Sayın Fethi S. Tan da anlamlı bulmuştu (bkz: Taban-Tavan yazıma gönderdiği yorum). "Türk solu" diyince aklınıza sanki sadece bir takım "public figure"ler geliyor gibi geldi bana. Bunların hepsi esnaftır (siyaset esnafı demek istiyorum, helal yollardan kazanan esnaf-sanatkar okurlarım beni bağışlasınlar). Holdinglerden beslenirler. Tabanda ise Marksizm-Leninizm-hatta-Maoizm itikadının milyonlarca "bağrı başlı, gözü yaşlı" isimsiz kahramanı (mü'mini) vardır. Dikkatinizi bunlar üzerinde odaklamanızı tavsiye ederim.

Saygılarımla,
Veysel Aratlıoğlu

3:06 AM  
Anonymous Anonymous said...

Sevgili Veysel Bey,

Bana kısaca Metin derseniz sevinirim!

Tabanda -sizin deyiminizle- "Marksizm-Leninizm-hatta-Maoizm itikadının milyonlarca 'bağrı başlı, gözü yaşlı' isimsiz kahramanı (mü'mini)" filan değil; kafalarındaki köhnemiş pozitivist şablonlar ve yüreklerinde saftirik hümanist yönelimlerle, yarıaydın (yani karacahilden çok daha kötü; çünkü 'bilmeyen' değil, 'bilmediğini bilmeyen') küçükburjuva katmanlar, mevcut düzenin gaddarca adaletsizliğinden hazzetmeyen ve çıkış yolu arayan ama neyi nerede araması gerektiğini de bilemeyen, kendilerini solcu addeden ama bunu gözlemlememizin bir işe yaramayacağı bir kitle yer almaktadır.

Biraz çalakalem ifade ettim, kusura bakılmaya.

7:36 AM  
Anonymous Anonymous said...

Sevgili Veysel Bey,

Lafımı tamamlayayım: CHP bu kafayla asla hükümet olamaz. Ama tabii, Fikret Başkaya'nın deyimiyle "asıl devlet partisi"nin -en bonkör deyişle: bir BİLEŞENİ olarak- gerçek iktidarın arka plandaki hınk deyiciliğine devam eder. Ömrü vefa ettiğince...

8:12 AM  
Anonymous Anonymous said...

Sevgili Veysel,

S. Öztürk herşeyin en iyisini bilir. Onunla tartışmaya girmemek lazım çünkü o ne diyora doğrudur. Boşuna tartışmaya girip parmaklarımızı yormamak lazım. Yüce insan, aşmış kişilik S. Öztürk önünde saygıyla eğilip ne diyorsa sorgusuz sualsiz kabul etmemiz gerekir. Ben uzunca bir süre S. Öztürk ile tartışma gafletinde bulundum ve hatamı anlamam aylar sürdü. Onun için senin de benimle aynı hatayı tekrarlamanı istemediğim için böyle bir uyarı ve tavsiye mesajı gönderme ihtiyacı duydum.

9:44 AM  
Blogger BAHADIR AKIN said...

Metin Bey,

Yorumlarınızı çok beğendim. İnşallah daha da açılırsınız, çalakalem filan değil gayet güzel ifade edimiş sözler bunlar.

Ben Veysel Bey'den Protagoras'a ilaveten artık bir halk ozanımızdan esinlenmiş şiirle karşılık bekliyorum. Mutlaka zengin repertuarında bir şeyler vardır.

FST

11:20 AM  
Anonymous Anonymous said...

Sayın Da Vinci

Size çok teessüf ettiğimi belirtmek istiyorum.Aylarca tartıştık şimdi hakkımdaki tek izleniminiz bu mu ?

Bir tartışma ortamında argümanlarımızı sunduk ve tartıştık.Tartışmada başarılı olamamanızın müsebbibi de ben değilim ya..Argümanlarınız sağlam değilse ben ne yapabilirim. Küstünüz ve mustafaakyol.org.u terkettiniz. Buna üzüldüğümü de ayrıca belirteyim.

Merak eden arkadaşlar Da Vinci'nin neden bu kadar alınganlık gösterdiğini öğrenmek için www.mustafaakyol.org daki çeşitli makalelerin altındaki tartışmalarımıza bakabilir..

Saygılarımla..

2:23 AM  
Anonymous Anonymous said...

Veysel Bey,

Düşüncelerinize elbette saygı duyuyorum.Ama ben de kendi düşüncelerimi söyledim.

CHP'nin DSP gibi söneceğini düşünmüyorum.Herşeye rağmen belirli bir tabanı var.Ve bu da sevindirici..(Bunu söylediğime inanamayabilirsiniz ama gerçekten sevindirici :-)

Sol düşünceyi benimseyen arkadaşlar kendilerine şunu sormalı : Ne oldu da sol %30-35 lerde gezinen oy oranını bu kadar geriletti.Yani ne yaptı ? Ya da ne yapmadı ? Bu soruyu samimi bir şekilde sorarlarsa solun yeniden ayağa kalkması için bence en önemli adımı atmış olacaklar.

Ben CHP'nin "bu haliyle" "kesinlikle" bırakın tek başına iktidarı , birinci parti olabileceğine bile inanmıyorum.

Acı belki ama durum maalesef bu..

2:31 AM  
Anonymous Anonymous said...

S. Öztürk Hazretli,

Bir önceki mesajımda söylediklerimi onaylar nitelikte son mesajınızı görmek beni hiç ama hiç şaşırtmadı.

Yaptığımız tartışmalarda kendinizi kazanmış görmeniz de çok doğal çünkü siz herşeyin en iyisini bilirsiniz ve bir tartışma da haksız olmanız mümkün değildir. Elbette girdiğiniz her tartışmayı siz kazanırsınız. Aksi düşünülemez.

Mustafa Akyol'un sitesindeki komedileri okumak isteyen okur. Ben orda söylediğim her cümlenin arkasındayım. Orda her türlü sizin gibi bilim dışı, "harun yahya"vari iddialara cevaplarımı verdim. İsteyen girer bakar. Ayrıca ben terk etmedim veya kaçmadım. Çok yakın bir zamanda askere gideceğim için tartışmaları uzatmak istemediğim için orada yazmayı bıraktım. Aslında orda yeni bir tartışma olduğu yok. Aylardır aynı şeyler konuşuluyor ve söyleyeceklerimi defalarca söylemedim.

Ayrıca Mustafa Akyol'un bazı yazılardaki yorumların teknik arıza nedeniyle yok olduğunu söylemesi ve 15 gün içinde eski haline geleceğini söylemesi ama aylar geçmesine rağmen hiçbir şey yapılmaması da ilginç. Özellikle benim şahsıma (o zaman Ateist rumuzuyla yazıyordum) hitaben yazdığı yazılardaki ona vermeiş olduğum cevapların da bu sırada silinmiş olması düşündürücü. Zaten o yazılar orda dururken Mustafa Akyol'un yazmaya devam etmesi de kendi açısından pek akıllıca olmazdı çünkü birine hitaben bir yazı yazıyorsunuz ve o kişi size cevabını öyle veriyorki keşke bu yazıyı yazmamış olsaydım diye düşünecek kadar kötü bir duruma düşmüş oluyorsunuz. Yazdığınız her cümle teker teker çürütülüyor. Tabi herkes bunu kaldıramaz :))


S. Öztürk Hazretleri, Harun Yahya'nın yalanlarını kullanmaya devam ettikçe rezil olmaktan başka birşey yapamayacağınızı umarım bir gün anlarsınız ve bilimsel kaynakları kendinize kaynak edinirsiniz.

3:44 AM  
Anonymous Anonymous said...

Sayın Da Vinci,

Sakin ve soğukkanlı (isterseniz cool da desek olur) bir tartışma zemininin yaratılmasına katkıda bulunmanın bir tartışmanın her iki tarafını da rahatlatacağı, anlamlı ve üretken bir diyaloğa imkan tanıyacağı açık değil midir? Neden fikir tartışması yerine küfür yarışı, derinlik yerine sığlık, empati yerine ötekileştirme, anlama çabası yerine "ben de seni tanımayrum"a prim verelim? Ben iki tarafa da mesafeli bir tutumla bunları söyleme cüretini kendimde buluyorum. Ancak -onun adına konuşmuş gibi görünüyorsam her ikinizden de peşinen özür dileyerek- S.Öztürk dostumun bu ağır sözlerinizi de haketmediğini düşünüyorum. Mustafa Akyol'un blogunu da, kafataslarının içinde beyin taşımayan faşist zihniyetliler haricindeki her görüş sahibinin birbirini dinlemesi, birbirini anlamaya çalışması açısından bir kazanım olarak değerlendiriyorum.
Sizi şahsen askerlik göreviniz sonrasında da blogda görmeyi şahsen arzu ederim.

İyi şanslar ve saygılar.

4:57 AM  
Anonymous Anonymous said...

Kelime tekrarından dolayı özür dilerim.

4:58 AM  
Anonymous Anonymous said...

Sevgili S.Öztürk Bey,

Solcu arkadaşlara sorduğunuz soruyu, bir solcu dostunuz olarak bari ben -çok kabataslak ve üstünkörü de olsa- cevaplamaya çalışayım:

Dünya ölçeğinde bakarsak, sol, değişen dünyayı ÖNGÖRMEDE gecikti, paradigmasını yenileyemedi.

Türkiye soluna gelince... Hangi sol? Türkiye'de "sol"un kahhar kesimi "sol" muydu ki?

Hele DSP, CHP gibi dandik "siyaset"lere gelirsek... Bunların zaten sol ile uzaktan yakından alakası yoktur, tekrar etmiş olayım gene. Bunlar milliyetçi (dahası faşizan), otoritaryen, sağ siyasetlerdir. [DSP ile CHP'nin farkı, ikincisinin birinciye göre daha "şeeerli" (meali: şehirli) ve daha kurumsal gözüken (dikkat: sadece "gözüken") bir parti oluşudur.]

5:11 AM  
Anonymous Anonymous said...

S.Öztürk dostum,

Şunu da ekleyeyim: Türkiye'deki solun damarlarında (değişen zamanın turnusolünden alnının akıyla geçmekte olan az sayıdaki hakiki solcu ve sosyalisti hariç tutarsak) milliyetçi/faşizan/faşist kanı dolaştığını bendeniz naçizane sezinliyordum başından beri, ama işte cümle alem de gördü nihayet. Bkz. Şekil A: Ulusalcılık, Çılgıntürkçülük, Neokuvvayımilliyecilik, Kızılelmayiyicilik.

5:23 AM  
Blogger Tansel said...

Metin arkadaşımızın verdiği Fikret Başkaya örneği pek bir yerindedir. Cuk oturmuştur.

Ammaaaa da vinci arkadaşımız konusunda kendilerine katılmamakla birlikte sayın Öztürk ile olan yazışmalarını okudum. Ve kendisi bilimsel verilerle argümanlarını fevkalade güzel savunmuştur. Düzeyini her türlü saygısızlığa ve saçmalığa karşı korumuştur.

Saygılar.
TG

5:24 AM  
Anonymous Anonymous said...

Tansel Bey Kardeşim,

Öncelikle teşekkür ederim. Fikret Başkaya, çok saygı duyduğum ve sevdiğim bir kişidir.

İkincisi, S.Öztürk dostuma haksızlık edilmektedir. Da Vinci ve Yılmaz Bey arkadaşlarla olan tartışmalarının özüne bakınız, göreceksiniz ki her iki tarafın da seviyeyi düşürdüğünü söylemek iki tarafa da haksızlık etmek olur; ufak tefek iğnelemeler de oldu tabii, onlara kurban etmeyelim diyalog çabasını.
İyi ki Da Vinci ve Yılmaz Bey vardılar blogda ve iyi ki S.Öztürk dostum var. Hoca Nasreddin sendromundan muzdarip olduğumu filan da sanmayınız!

Saygılar.

5:49 AM  
Anonymous Anonymous said...

Bugün burayı fazlasıyla işgal ettim, bağışlana...

Yukarıda bir yerlerde "kahir" diyeceğime "kahhar" demişim. Gerçi o da yakışmış yerine ama, neyse, yine de düzeltmiş olayım.

6:06 AM  
Anonymous Anonymous said...

Sayın Da Vinci,

Öncelikle ..."Hazret" vb. alaycı hitabınızdan dolayı sizi kınıyorum.Ben şimdiye kadar hiç seviyeyi düşürmedim , ama maalesef siz bunu çok iyi yapıyorsunuz.Mustafa Akyol sitesinde bu kadar seviyeyi düşüremiyordunuz , çünkü buna izin verilmiyordu.Burada sansür ihtimali uzak olduğu için gerçek kişiliğinizle konuşuyorsunuz galiba..İnşaalah yanılıyorumdur.

Mustafa Akyol'un sitesinde yazılanları "komedi" olarak nitelemeniz sizin "bilgi" seviyenizi göstermesi açısından manidar.Popüler bilim sitelerinde yazan her manipilasyonu "a priori" doğru olarak kabul ettiğiniz için "gerçekler" ile yüzleşip "ezber bozmak" size dokundu herhal..

Yine Mustafa Bey'in sitesinin çok büyük ihtimalle rahatsız olanlar tarafından "hack"lenmesini bile kendi lehinize çevirmeye çalışmışsınız. Buradaki "rahatsız olanlar" dan kimi kasdettiğim herhalde izahtan varestedir.Keşke eski yazılar ve yorumlar tekrar yayınlansa da o verdiğinizi iddia ettiğiniz ama nedense bizim birtürlü göremediğimiz "cevaplara" bir bakabilsek.

Ayrıca Mustafa Bey'in sizin cevaplarınızdan dolayı siteyi bilerek çökerttiği gibi bir şey düşünmeniz gerçekten komik, buna kendiniz de inanıyor musunuz yoksa veremediğiniz cevapların üzerini örtmek için "çevir kazı yanmasın" taktiğimi uyguluyorsunuz analayamadım.

Neymiş , "Mustafa Bey o cevaplardan sonra yazarsa akıllıca olmazmış, çünkü karşı taraftaki o biçim cevaplar vermiş." Yahu biz de oralardaydık , acep o cevapları niçin göremedik ? Türkiyenin en iyi okullarından , çok iyi derecelerle mezun oldum.Ben salak mıyım ? veya Biz salak mıyız,ebleh miyiz ?Anlayışı kıt ahmaklar güruhu muyuz ? Biz kör müyüz ? Hangi cevaplardan bahsediyorsunuz ? Niye biz görmedik ? Daha sonra defalarca aynı konularda tartışıldı.Hala da tartışılıyor.O müthiş cevaplarınızı niçin bizlerden esirgediniz ? Neden daha sonra yazmadınız ? Bu kadar demogoji de ancak forum ortamında olur diyor ve geçiyorum.

En son Hollanda'dan aramıza katılan "farshad" rumuzlu arkadaşımızın sizin elden ele dolaştırdığınız abiyogenez hayalleri ile ilgili yaptığı ve tutarsızlıklarını gözler önüne serdiği analizine bir cevap ver(e)meden mustafaakyol.org u terketmenizde bence çok manidar.


Misafir bulunduğum bir ortamda daha fazla birşey söylemek istemiyorum.Ben herzamann tartışmaya açığım.

Tabii ki seviyeyi bugünkü gibi düşürmemeniz şartı ile ...

6:18 AM  
Anonymous Anonymous said...

Yukarıda Da Vinci ile ilgili söylediğim olumlu sözlerin, buradaki üslubuyla bağdaşmadığı da açıktır. Not etmiş olayım kendi hesabıma.

6:30 AM  
Anonymous Anonymous said...

Metin Bey ,

Çok teşekkür ederim , siz de olmasanız yazılarımı okumayan birisi beni canavar falan zannedecek. :-)

Söylediğiniz gibi ufak tefek şeyler her tartışmada oluyor.Geçenlerde Bekir Beyle Ataman Bey ile ilgili yazışırken nitelikli tartışma için Da vinci ile olan tartışmalarımı örnek vermiştim.

Ama Da Vincinin bugün hakkımda yazdıklarına bakın.Umarım kötü bir gün geçirdiği için bunları yazmıştır.Ben Da Vinci nin bu kadar alınmasını tartışmadan duyduğu rahatsızlığa ve netice alamamasının verdiği gerginliğe bağlıyorum.Başka bir neden göremiyorum çünkü..

Sol hakkında yazdıklarınıza da katılıyorum.Ama Dünya ölçeğinde solda ağır da olsa yine de bir paradigma değişikliği var.Bunu da atlamayalım derim.

Türkiyeye gelince..Hal içler acısı.Bir akademisyen arkadaşım "Türkiyede sol sağdır sağda sol" demişti.Bunu birçok kez de duymuştum.Gözlemlerim de bunu söylüyor.Çok doğru bir tanımlama..


Gurbetçilerimizin Türkiyede sağ partilere avrupada sol partilere oy vermesinden bile anlaşılabilecek analizi maalesef solun aslan gibi teorisyenleri yap(a)mıyorlar. Hiç olmazsa avrupa solunu takip edebilseler..

CHP ve DSP hakkındaki görüşlerinize de tamamen katılıyorum.

Saygılarımla..

6:34 AM  
Anonymous Anonymous said...

Evet, hazindir ama öyledir: Sol sağdır burada, sağ da soldur! CHP iktidarında profesörlüğü verilmeyen, 12 Eylül'de jurnnallenerek cuntaca üniversiteden atılan İdris Küçükömer hocanın büyük gürültü koparan tezidir bu.

7:20 AM  
Anonymous Anonymous said...

Sevgili Fethi Bey,

Size teşekkürde geciktim. Bir kırçiçeği de size sunarım! İltifatınıza layık olmak için daha çok çaba göstermem gerekecek efendim! Neyse, iyi ki auralmoon diye bir e-radyo kanalı var da, bol bol ilham alıyorum. Söylemesi ayıp benim müzikte beğeni skalam geniş ve ilginçtir: Barok'tan jazz'a, bizim klasik musikimizden newage'e, fusion'dan türkülerimize, tango'dan progressive rock'a birçok kaliteli müziği severim. Bu sonuncuya özel bir zaafım vardır.

(Veysel Bey beni kovmadan uzaklaşayım buradan bugünlük bari!)

7:47 AM  
Blogger Tansel said...

Allah allah,

Ne var da vinci nin yazdıklarında anlayamadım. Muhtemelen ben yanlış okuyorumdur. Özür dilerim. Bu arada yazışmaları okudum önceleri ama sayın Öztürk neyi kanıtlayabildi anlayamadım. Bu da benden kaynaklanan bir sorun olsa gerek.

Bu arada sayın Öztürk ve metin beyin sağ sol analizleri de gerçekten takdire şayan. Bu bağlamda İdris Küçükömer'in anılması da yerindedir. Fikret hoca da bu ülkenin harbi solcularındandır diyebiliriz zaten. Kıvırmadan söyleyeceğini direkt söyler. Amma bir de Veysel beyin işaret ettiği sol vardır ya. İşte asıl ona dikkat edilmelidir derim ben. Veysel beyin anlatmaya çalıştığı bu mevzuyu iyi anladığımızı düşünüyorum. Hadi rastgele.

11:47 AM  
Anonymous Anonymous said...

Aşmış insan S. Öztürk Hazretleri yine döktürmüş. Daha önce de söylediğim gibi S. Öztürk ile tartışmaya girilmeyeceğini öğrendiğim için ona karşı yeni bir cevap yazmayacağım. Çünkü onun karşısında bir tartışmadan galip ayrılmak mümkün değildir. Ben de boşu boşuna parmaklarımı yormak niyetinde değilim.

Herkese sevgiler saygılar. Uzunca bir süre ortalıkta olamayacağım. Hoşçakalın.

4:37 AM  

Post a Comment

<< Home