Thursday, March 30, 2006

PARADIGMA

Bir hayranım "'Siyasi paradigma' filan ne demektir, Veysel Bey haricinde bir allahın CHP'li kulu bilir mi acaba? Hiç sanmam!" demiş. Efendim başta Dervişçi Prof. H.G. olmak üzere bütün CHP ulema-fuzala-ve-ukalası böyle bilimsel lafları gayet dene iyi bilir. Bendeniz de bu ve benzeri kavramları CHP'nin ENDERUN'u Mekteb-i Mülkiye'de okuduğum yıllarda 1402'lik Prof. T.B.'ın verdiği "Bilim Felsefesi" dersinde öğrenmiştim.

15 Comments:

Anonymous Anonymous said...

Veysel Bey,
Bir yanlış anlaşılma var: Ben akademisyen CHP'lileri değil -ki onların arasında da cahil epeyce çoktur-, CHP'li siyaset ve medya esnafını kastetmiştim.

(Sizinle okuldaşmışız, ne güzel!
Hurşit Güneş'i bilirim de Prof. T.B.'yi bir türlü çıkaramadım, belleğim zayıflamış.)

5:15 AM  
Blogger BAHADIR AKIN said...

Veysel bey,

Enderun mekteplileri yanında taşralı kaldığımdan bir önceki yazıda geçen aşağıdaki ifadeyi biraz açmanızı istirham edeceğim.

"Ey büyük CHP! Aklı olan senin doğrularını söylüyor. Çünkü sen Marksizm-Leninizm-hatta-Maoizm gibi gür bir kaynaktan besleniyorsun."

Benim bildiğim CHP'nin beslendiği gür kaynağın Marks ve Lenin'i bırakın hatta Mao ile bir alakası yoktur. Sapına kadar Fransız usulü bir milliyetçilik, halkı küçük gören, inanç ve geleneklerini aşağılayan bir laiklik ve Osmanlıdan miras ceberrut bürokrasi dışında CHP mayasında ne vardır?

Marks, Lenin hatta Mao'yu CHP'ye bulaştırıp adamların iyi kötü elde ettiği vasıflara leke sürmeyelim. Haydi "köylü milletin efendisi" denerek Mao çağrışımı yapılmış olsun, zavallı Marks ile Lenin'in kabahati nedir?

Diğer Enderunlu sayin Metin-thepoor'a da hürmetlerimi arz ederim. Bloglar aleminde bir Mülkiyeli dayanışması işareti var gibi, haydi hayırlısı bakalım.

Selamlar.

Fethi Sipahi Tan

11:25 AM  
Blogger Tansel said...

Fethi neye aynen katılıyorum :))

1:28 PM  
Anonymous Anonymous said...

Sevgili Fethi Bey,
Mülkiyeli dayanışması eskidendi, yok artık öyle birşey. Özal geldi, herşey değişti! Benim gibi bir yandan solcu olup da bir yandan Özal'a önem atfeden, CHP'nin hiçbir kıymet-i harbiyesi olmadığını (kalmadığını değil, olmadığını); aynen sizin betimlediğiniz gibi günden güne arkaikleşen bir siyasal garabet numunesi olduğunu; geçtik solu, sosyaldemokratlığı, demokratlıkla filan hiç alakası olmadığını üstüne basa basa bıkmadan usanmadan haykıran garip yaratıklar türedi. Veysel Bey'e gelince... hakikaten onun eksantrikliği beni hasta ediyor, sağolsun!

2:16 AM  
Blogger BAHADIR AKIN said...

Metin-thepoor Bey,

Eksantriklik bir yana, Veysel beyi anlamak için ezberlerimizi tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor. En azından 1 senedir ben öyle yapıyorum.

Bakın Özal'ı zikretmişsiniz, benim yaşım pek yetmez ama Veysel Aratlıoğlu kendisini çok yakın tanır ve sever, mutlaka bazı anlatacağı şeyler olacaktır.

Son bir şey daha, kendime bir pay çıkarayım, Veysel Aratlıoğlu'nu geçtiğimiz yıl bir sitenin yorum bölümünde bulup değerini keşfeden, kendi dost camiası ve az sayıdaki dergi okuru dışındakileri de aydınlatması için zorla internette başrole çıkaran temel faktör aciz Fethi Sipahi Tan'dır.

Yalnız kendisine yazdırabilmek için bazen ufak provokasyonlar gerekir, benim CHP yorumum da bu amaçla yapılmıştır.

Selamlarımla.

8:46 AM  
Anonymous Anonymous said...

Sevgili Fethi Bey,
"Benim yaşım yetmez" cümleniz beni hayretlere garketti; itiraf edeyim de kurtulayım, sizi o kadar genç beklemiyordum doğrusu!
Veysel Bey'e gelince... Kendisini çok sempatik buluyorum -şahsen tanımasam da. Ancak fikir örüntüsüne temelden itirazlarım var. Bir de üstüne, "CHP'liyim" demiyor mu, işte orada film iyice kopuyor!
Keşfiniz için de müteşekkirim! (Kinaye yoktur!)
[Hamiş: Lütfen the Poor'suz "Metin"...]

11:00 AM  
Anonymous Anonymous said...

Sevgili Veysel Bey,
Niye merakımı kaale almıyorsunuz, çatlayacağım! Kimdi Prof. T.B.?
Yoksa dedikodunuzu yapmama mı kızıyorsunuz?!

11:02 AM  
Blogger Veysel Aratlioglu said...

Sevgili Fethi bey dostum, sevgili Tansel ve Sayın Metin,

Katkılarınız için çok teşekkür ederim.

Metin bey kardeşim: Ankara'da iseniz (veya yolunuz bu kente uğrarsa) görüşelim derim. Prof. T.B.'ın kim olduğunu ve aramızda geçmiş olan ilginç diyalogları size anlatmak benim için keyifli bir vazife olacaktır.

Saygılarımla,
Veysel Aratlıoğlu

11:17 PM  
Blogger BAHADIR AKIN said...

Metin Bey,

O kadar da genç değilim ama rahmetli Özal'ın en hızlı dönemlerinde (1983-1989) daha ortaokul-lise öğrencisiydim. İşlerin farkına varacak hale geldiğimde cumhurbaşkanı olmuş, daha sonra da dünyasını değiştirmişti. Yani "nisbi" bir gençlik söz konusu olsa da o dönemler geçti artık.

Veysel Bey,

Temmuz ayında ilk ziyaretim Ankara'ya olacak, Anıtkabirden önce size uğramayı düşünüyorum. Metin beye yaptığınız davet de o güne rastlarsa, çay ocağının tüm masrafını üstlenmeyi teklif ediyorum.

Selamlar.

Fethi

5:02 AM  
Blogger Tansel said...

Veysel bey,

Mayıs başı Ankara'da olacağım büyük ihtimalle. O zaman size haber veririm görüşürüz. Niye mi Ankara'da olacağım? KPDS var :))

Fethi bey,

Sizinle de görüşmeyi ne kadar isterim bilemezsiniz. Bu arada benim sayfadaki son mevzuyu kaçırmazsınız herhalde. Tam sizlik :)

6:12 AM  
Blogger BAHADIR AKIN said...

Tansel,

O haberi gördüm, aklıma birşeyler karalamak da geldi ama şu aralar bazı lüzumsuz işlerle meşgulüm, sen iyi halletmişsin.

Yalnız o resimdeki öğrenci ve büyükler topluca 10. Yıl marşı mı okuyor, bana mı öyle geldi, bilemiyorum.

Bir de gözünden kaçmış, öğrencilerin "kırsal alandan" getirildiği yazılıyor. Üzerinde durulabilirdi, tabii ince bir ayrıntı.

Bedava içki selinden nasiplenememen talihsizlik, artık sen "örnek üniversite öğrencileri" için tertip edilen törene katılır telafi edersin.

Selamlar.

Fethi

11:14 AM  
Anonymous Anonymous said...

Şairin dediğini tersine çevireyim: Ben Ankara'nın en çok İSTANBUL'DAN DÖNÜŞLERİNİ severim! Veysel Bey & Fethi Bey, sizlerle şahsen tanışmayı çok ister(d)im, amma benim şu Allahın cezası İstanbul'dan bir yere kıpırdayacak halim yok, zincirlenmişim bir kere! Bir gün bir fırsatını bulur da zincirimi koparabilirsem ilk gideceğim yer Foça ya da Datça, ikincisi ise Ankara olacaktır, o zaman buluşabiliriz Cebeci'de sevgili Veysel Bey! Sizler Ankara'da biraraya geldiğinizde benim için de için -artık çay mı olur ne olur bilemem!

(Fethi Bey, beni hayal kırıklığına uğrattınız, tasavvurum tuzla buz oldu, mecbur muydunuz bu kadar genç olmaya!)

12:21 AM  
Blogger Veysel Aratlioglu said...

Sevgili Fethi bey dostum, sevgili Tansel ve sayın Metin bey,

Katkılarınız için çok çok teşekkürler.

Sevgili Tansel. KPDS'ye ben bundan 4-5 yıl önce girmiş ve 100 üzerinden 83 almıştım. "Reading comprehension" ağırlıklı idi. Onun için hiç gramer çalışma, bol bol ingilizce yayın oku derim.

Metim bey,
Mail adresim
veyselaratlioglu@yahoo.com
dur. Bir mail atarsanız size Prof. TB'nin kim olduğunu yazarım. Ayrıca her sene Ağustos ayında Kocaeli ve İstanbul'da tatil yaparım. Sizin için de uygun olursa o zaman görüşebiliriz.

Saygılar,
Veysel Aratlıoğlu

4:17 AM  
Blogger BAHADIR AKIN said...

Metin Bey,

Tasavvurunuz neydi bilmiyorum ama aynı şey daha önce de başıma gelmişti. Bir vesileyle tanıştığım gençler "biz sizi yaşlı, kel kafalı biri olarak bekliyorduk" demişlerdi. Gerçi saçlarımın dökülme hızına göre hayalleri bir kaç yıl içinde gerçek olacaktır ya.

Öte yandan umarım sadece yaş dolayısıyla hayal kırıklığına uğramışsınızdır, bundan sonra yazdıklarıma "çoluk çocuk eline kalem almış" diye burun kıvırmayacağınızı ümit ederim. Benden çok daha genç arkadaşlar sanal camiada çok mükemmel işler çıkarıyorlar, hakikaten hayran olmamak elde değil. Ben öylesine takılıyorum o kadar.

Selamlar.

5:27 AM  
Anonymous Anonymous said...

Sevgili Fethi Bey,

Benim gözümdeki Fethi Bey: Tepe kel, yanlarda gümüşi dalgalı saçlar, 60 yaşa yakın, muzip, güleç, hin, sakin, vakur, insan-ı kamil bir muhterem zat!

Ne değişti? Fizik değişti, gerisi sanırım pek değişmedi! "Öylesine takılıyorum" demişsiniz; yok yok, bakış açınızla, ifade tarzınızla, humorunuzla sanal alemi güzelleştiriyor ve zenginleştiriyorsunuz. İyi ki varsınız, varolun, var kalın.

(Hele de mesela Muhteşem Demagog'u konu edindiğiniz yazılarınız yok mu, içimin yağı eriyor!)

Saygılar, hürmetler.

8:28 AM  

Post a Comment

<< Home