Tuesday, February 07, 2006

Prof. Sadun AREN’e özür borcum

1970’li yılların ikinci yarısında B.Ü.’nde okuyordum. Orada Prof. Sadun AREN bir konferans vermişti. Karından konuşma dili ile söylediklerinin açılımı bence şu idi: “Efendim müttefiki olduğumuz bu NATO ülkeleri bizim ne yetenekli, ne cevval bir millet olduğumuzu bir türlü anlayamıyorlar, onun için de bize ‘siz Avrupa’nın manavı, kasabı olun’ diyorlar. Halbuki Sovyetler Birliği bizdeki cevheri çoktan keşfetmiş ve daha şimdiden Türkiye’de iki ağır sanayi tesisi kurmuştur. Hele şu ‘duvarın ötesine’ bir zıplayalım, ülkemizde daha ne ağır sanayiler, ne makine yapan makine fabrikaları kuracaktır!” Çocukluk işte, içimden “tam da bir krypto communist” demiştim. Meğer ne kadar da yanılmışım. Devran döndü, Batılı müttefiklerimiz bize artık “siz tarım, tekstil gibi harc-ı alem işlerle uğraşmakla harcanıyorsunuz. Bu sektörleri derhal tasfiye edip bankacılık, telekomünikasyon, bilgisayar gibi post-Fordist alanlara yönelin” diyorlar (bkz: REFERANS, 7 Şubat 2006, s. 6). Prof. Sadun AREN’in öğrencileri ise, artık bize nurlu ufuklar vaat eden Batı’nın düdüğünü öttürüyorlar. Günahlarını ne kadar da çok almışım. Kendilerinden özür diliyorum.

5 Comments:

Blogger - said...

Merhaba Veysel Bey,

Bu kışta kıyamette dışarı çıkıpta gazete almaya gitmek ehl-i keyf için bir hayli zor.

İnternetle kar arasında bir bağlantı kurmak ne derece bilimsel bilemiyorum ama burasi Turkiye... İnternet bir hayli yavas, bir siteyi sayfa sayfa gezmek adami canindan bezdiriyor. Soz konusu site Referans gazatesinin sitesi olunca bu bezginlik bir kat daha artiyor...

Velhasıl, bahsettiğiniz yazının en azından baslığını zikrederseniz, daha kolay ulasabilirim diye dusunuyorum.

Saygılar, selamlar.

7:41 AM  
Blogger Veysel Aratlioglu said...

Sevgili hhder,

Sözünü ettiğim yazı yorum değil, haber. Başlığı "Ortaklar hisse satıyor, yabancı yatırımcı alıyor" şeklinde. Spotunda da "Borsadaki şirketlerin ortakları tarafından gerçekleştirilen 178.6 milyon YTL'lik hisse satışının, yabancıların piyasaya olan ilgileri nedeniyle düşüş baskısı yaratmadığı gözleniyor" denmiş. Satılan hisselerin çoğu finans sektöründe faal şirketlerin hisseleri imiş. Yani şirketi biz kuruyoruz, yabancıya devrediyoruz. İyi mi? Ne cevval milletmişiz de haberimiz yokmuş (bu son cümlemde istihza yoktur). Ne mutlu Türküm diyene!

Selam ve sevgilerimle,
Veysel Aratlıoğlu

8:13 AM  
Blogger Tansel said...

veysel bey siz galiba mdd cisiniz. :))

6:43 AM  
Blogger Veysel Aratlioglu said...

Sevgili Tansel,

MDD'ci demiyelim ama, "dış politikada ulusalcı, ekonomide teslimiyetçiyim" diyebilirim. Büyük halk kitleleri de böyledir. Kıbrıs Rum Kesimi eski lideri Başpiskopos Makaryos bu politikanın büyük üstadıdır. Hem Güney Kıbrıs'ı kapitalistler için bir dikensiz gül bahçesine çevirmiş, hem de Bağlantısızlar Hareketi'nin Tito, Nehru ve Nasır'dan sonra 4. büyük lideri olmakla bütün komünistlere el-etek öptürmüştür. Herhalde büyük Atatürk bizim de böyle olmamızı isterdi. Teşekkürler.

Veysel

7:20 AM  
Blogger Veysel Aratlioglu said...

"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" tezime dünyaca maruf The Economist dergisinden (2 sene sonra, bu günlerde) tam destek geldi: "(...) foreign takeovers are a sign of economic success, not failure" (April 5th-11th 2008; p.53).

10:21 AM  

Post a Comment

<< Home