Saturday, April 08, 2006

"CHP Veysel bey için ne ifade eder?"

Değerli okurum Sayın Kıvanç Tarhan çok haklı olarak “Ben artık sizden şöyle detaylı bir ‘CHP Veysel Bey için ne ifade eder?’ yazısı bekliyorum. Çünkü her yazınızı, her yorumunuzu okumama rağmen bir türlü netleştiremiyorum sizin CHP ile olan muhabbetinizi. Ben CHP'yi severim deseniz inanacağım, yok canım söylediklerim tamamen kinaye idi aslında, günahım kadar sevmem deseniz yine inanacağım. O kadar anlamadım yani” demiş. Talep ettiği açıklamayı fazla eksantriklik yapmamaya gayret ederek vermeye çalışayım.

Siyaset sosyologları ne derler bilmem ama, ben modernite ile yeni tanışan insanlara en cazip gelen modernizasyon projesinin Faşizm olduğuna inanırım. 1921 devrimini izleyen modernizasyona öncülük yapan CHP’nin de Faşist bir parti olarak kurulup örgütlenmiş olması bu bakımdan çok doğaldır. 1960 devrimini (1) müteakip başlayan kırsal alandan şehirlere göç olgusu pek çok insanın modernite ile ilk kez tanışmaları sonucunu doğurmuştu. Bu tanışmanın ürünü de MHP olmuştur. Dolayısı ile bu iki partiyi de Faşist orijinlerini anımsatarak yıpratmaya çalışmak abesle iştigaldir. Her iki partinin de Faşist partiler olarak kurulmuş olmaları şu veya bu siyasinin kişisel tercihi değil, fakat insanın bu doğası icabıdır.

CHP zamanla evrimleşmiş ve Marksizm-Leninizm-hatta-Maoizm ab-ı hayat suyu (2) ile beslenmeye başlamıştır. Aynı evrim süreci yarım yüzyıllık bir faz farkı ile bugün de milliyetçi kesim için sözkonusu olmakta ve Kızılelma koalisyonu adı altında tezahür etmektedir.

SON SÖZ:
Dolayısı ile CHP dediğimizde hangi CHP’den söz ettiğimizi açıkça belirtmek zorundayız. Bugün liberaller CHP’nin mazisinden, hala-faşistler de atisinden haz etmedikleri için bu partiye yüklenmektedirler. Benim internette verdiğim savaşımın amacı da bu iki gurup arasında (bu mazi-ati ayrımını gargaraya getirerek) kurulmak istenen CHP-karşıtı şer ittifakına mani olmaya çalışmaktır. Yani atinin Marksist CHP'sini seviyorum, sevebilirim.

Dipnotlar:

(1) 1960 askeri darbesi doğurduğu sosyo-politik sonuçları itibarı ile bir devrimdir. Nasıl ki ünlü Reichstag yangınının tarihteki önemi kibriti çakan Hollandalı goşistin niyetinin ne olduğuna bakılarak yazılmıyorsa, 1960 ihtilalinin Türkiye tarihindeki yeri de en ön safta yürüyenlerin niyetlerine bakılarak yazılmamalıdır.

(2) Bu “Marksizm-Leninizm-hatta-Maoizm ab-ı hayat suyu” lafım acemice bir edebiyat parçalama değil, fakat büyük usta Aziz Nesin’in bir hikayesine göndermedir. Adını hatırlamadığım hikaye şöyledir: Bir ülkede topraktan bir su fışkırır, onu içen delirir. Önce başına nöbetçi falan dikerler, ancak onlar da içtiklerinden onlar da delirirler. En sonunda halkın kahir ekseriyeti delirdiğinden, ülkenin padişahı da vezirleri ile birlikte sudan içmek zorunda kalır. Büyük usta bu hikayesi ile İ.İ.’nün solcu oluşunu hicvetmiştir.

4 Comments:

Anonymous Anonymous said...

Kıvanç Tarhan Bey hislerime tercüman olmuş.

8:31 AM  
Anonymous Anonymous said...

Neyse, her ne kadar Kıvanç Bey'in ricasına geniş kapsamlı bir yanıt vermemişseniz de, fena bir başlangıç değil. Şimdi bizim de sarfedecek daha fazla sözümüz var. (Bir doğru dürüst zaman bulabilsem, oturup ciddi ciddi eleştireceğim yaklaşımınızı...)

Saygılar.

8:43 AM  
Blogger BAHADIR AKIN said...

Veysel Bey,

Nihayet kapalı kutunun kapağı biraz aralanmış, sanal camiada 1-2 senedir "yahu ne diyor bu adam" diye deliye dönmek üzere olan kesimler rahat nefes alacağa benzer. Yalnız bazı sorularla konunun açılmasına yardımcı olmak isterim:

Aklıma ilk gelen, CHP'nin "kökü mazide olan ati" olmaktan kurtulup kurtulamayacağı yönünde bir soru. Bu faşist geçmişten kopmak istemeyen kesimin gücünü küçümsememek gerekiyor. CHP ana gövdesinden SHP, YTP gibi "maziyi" eleştirip kopan parçalar var, acaba atinin "itikaden bidatlerden arınmış olmak kaydıyla" marksist CHP'si bu parçalardan yeniden doğabilir mi?

12 Eylül darbesi sonrası ANAP ve Turgut Özal, 28 Şubat darbesi sonrası AKP gibi oluşumları bu çerçevede nereye oturtabiliriz?

Son bir soru, -pek mantıklı bir yol değildir ama bir an için beni mazur görün- Lenin bugün mezardan kalkıp gelse sizce mevcut dünya ekonomik-politik sisteminde (AB-ABD-Japonya-Çin ve dağılmış Doğu Blokun mevcut halini görerek) nasıl hareket ederdi? Lenin'i en iyi anladığını düşünen biri olarak tahminde bulunabileceğinizi düşünüyorum.

Selamlar.

Fethi

9:43 AM  
Anonymous Anonymous said...

Sayın Aratlıoğlu,

Çok teşekkür ederim, yazınızı zevkle okudum. MHP örneğini de ayrıca beğendim.

Lakin, (bu amalar ne hınzırdır, en sevimsiz bağlaç olma aday adayıdır) yeni sorular oluştu aklımda. Modernist olmamalarına rağmen MHP'liler bile 50 yılda liberalleşirken CHP'liler neden yüz yıl sonra hala faşistler? Madem amaç marksizm, umutlarınız neden Türk Komünist Partisinde değil de CHP'e yeşeriyor?

1960 devrimi hakkındaki düşüncelerinizi başka bir yorumda özetlediğinizi ve ilginç bulduğumu hatırlıyorum. Bu konuda da detaylı yorumlarınızı bekleriz. Hatta, DSP ile ilgili yorumlarınızı da. Siz yüz verirseniz biz daha çok isteriz :). Utanmayız da.

Saygılarımla,
Kıvanç Tarhan
Saygılarımla,

Kıvanç Tarhan

5:36 PM  

Post a Comment

<< Home